Lilypie 1st Birthday Ticker

07 Ocak 2009

Aylar sonra...

Aylar sonra ilk yazı... Nereden başlasam sıkıntısı içimde. En iyisi kısa bir başlangıç yapıp daha sonra hiçbirşey olmamış gibi devam etmek. Şu anda oğlum uyuyor, portakal reçelim ocakta tıkırdıyor, evimdeyim, huzurluyum.
Oğlum yarı yaşına geldi. Şu son 6 ayda yaşadığım duyguları toplasam 32 yaşıma kadar yaşadıklarımla yarışamaz bile.
Ben artık anneyim.

14 Ağustos 2008

Pek tatlı pek yaramaz :)



Pek tatlı pek yaramaz diyor babası onun için. Gerçektende öyle. Tatlı olduğu kadar yaramaz ve huysuz benim oğlum. Öncelikle kucağa feci alıştı. Uyumadığı zamanlarda mutlaka kucakta olacak. Ben elimden geldiğince her ağladığında kucağa almadan susturmanın yollarını deniyorum. Dikkatini dağıtmak için konuşuyorum, şarkılar söylüyorum, yanında olduğumu hissetsin diye şekilden şekile giriyorum, henüz ağzında tutamadığı emziği dakikalarca kolum uyuşana kadar ağzında tutuyorum. Ve şu anda aklıma gelmeyen birçok yöntem deniyorum beyefendi kucağı unutsun diye. Ama maalesef unutmuyor aksine daha çok istiyor. Artık sırtım ağrımaya başladı ve kucağımdayken ayakları sürekli hareket halinde olduğu için dikişlerim ağrıyor son günlerde. Birde hem kucakta olacak hemde evin içinde gezineceği için paşam, ayaklarıma da kara sular iniyor. Velhasıl çok yorgun ve uykusuzum. Bu kucak olayından nasıl vazgeçirebilirim bilmiyorum ama sağolsun aile eş dost umarsızca kucağına alıp, gidene kadar kucakta sevmekten pek hoşlanıyor. Ben çok sinir oluyorum tabi. Şimdilik bu konuda kimsenin kalbini kırmadım ama kendimi zor tutuyorum. Çünkü herkese kucaktan vazgeçirmeye çalıştığımı söylediğim halde kimse beni düşünmüyor ve bir kaç saatlik kendi keyifleri için 24 saat bebeğimle birlikte olan beni hiçe sayıyorlar. İnsanlara bunu güzellikle nasıl anlatabilirim bilmiyorum. Maalesef bunu en yakınlarımız bile yapıyor. Anlıyorum herkes çok seviyor ve uzun zamandır beklenen bir bebekti ama dediğim gibi kimse beni ve bebeğimi düşünmüyor. Çünkü sırf kucağa alışmasından değil benim minicik oğlum bir sürü insanın kucağında onun nefesini yada parfümünü soluyor. Belki sokaktan getirdiği mikropları alıyor. Belki abartıyorum ama konu Tuna olunca çok hassasım cidden. Çünkü ben sürekli kucağımda olduğu için kendi hijyenime çok önem veriyorum. Ama maalesef sevmek isteyenler bunu düşünmüyor :(
Birde oğlum gündüzleri uyuyup gece 20:30 dan 22:00 ye kadar süren ağlama krizinden sonra zorla uykuya dalıp gece sık sık uyanıyor. Yani gece gündüz kavramını artık öğretmemiz lazım ama nasıl? Gündüz uyutmamaya çalışıyorum mesela dün çok uzun saatler uyanık kaldı ama gece düzeni aynıydı. Yani zor uykuya dalma ve sık sık uyanma. Anladım ki gündüz çok uyumasının da bu duruma bir etkisi yok.
Haftaya inşallah kırkımız çıkacak. Bakalım zaman geçtikçe oğlumun alışkanlıkları daha insaflı olacakmı:)
Anlayacağınız sabırsızlıkla hadi oğlum artık yatağa diyeceğim günleri bekliyorum. Ama bu günleri de tüm yorgunluğuma rağmen kaçırmak istemiyorum. Oğlumun bu hallerinin de ayrı bir güzelliği olduğunu düşünüyorum ve Allahıma her an şükrediyorum böyle bir güzelliği bana bağışladığı için.

07 Ağustos 2008

Bebeğimle geçen günler...

Benim kuzu şu anda uyuyor. O uyumuşken bloğuma birşeyler yazma fırsatını kaçırmayayım dedim. Çünkü şu anda tüm hayatımız beyefendiye göre ayarlanmış durumda.
Doğduktan sonraki ilk 2 hafta oğlum şeker gibi bir çocuktu :) gece gündüz uyurdu ve gaz problemi denen meret yoktu :) aman ne güzel dedim benim oğlum çok uslu hiç zorlamayacak anne babasını :) ama şimdi sanki o şeker oğlan gitti yerine mızıldak bir bebe geldi. Gaz sancıları başladı, uyumalar azaldı, gece uyanmaları sıklaştı ve sabah erkenden uyanmayı adet edindi. Hergün huyları değişir demişlerdi doğruymuş. Sabırsızlıkla şu mucizevi kırkının çıkmasını bekliyorum. Çünkü büyükler hep kırkı çıkınca düzelir, herşey yavaş yavaş düzene girer diyorlar. Bakalım öyle olacakmı. Ama herşeye rağmen muhteşem bir sevgi bu. Ne kadar beni zorlasada tüm yorgunluğumu unutmak için yüzüne bir kez bakmam yeterli oluyor.
Geçtiğimiz hafta sonu puset aldık oğluma. Bu hafta sonu da gezmek için dışarı çıkmayı planlıyoruz. Daha önce de çıktık ama doktora ve puset almaya gittik sadece. Hem bakalım pusetinde yatmaktan hoşlanacakmı onu deneyeceğiz ki inşallah hoşuna giderde rahat rahat gezeriz. Çünkü hem babası hemde ben bunaldık haftalardır evde olmaktan. Daha doğrusu babamız hafta içi işe gidiyor ama bir hava almaya ikimizinde ihtiyacı var.
Oğlumun doğduğundan beri kendine has huyları var. Acıktığı zaman farklı bir ağlama stili var mesela. Kucakta olmaktan çok hoşlanıyor fakat onun sevdiği pozisyonda olacak. Mesela gaz çıkarır gibi yüzü omuzumda olacak ama öyle bir yerleşiyor ki gören bu çocuk çok rahatsız der ama düzelttiğimizde kendi tekrar o yamuk yumuk şekli alıyor. Boynu felan nasıl tutulmuyor anlamıyorum ama öyle uyumayı çok seviyor birde o anda evin içinde dolaşıyorsam ondan keyiflisi yok:) Artık sesler çıkartmaya, ruh haline göre mırıldanmaya başladı. Emerken çıkardığı çok tatlı bir mırıltı var ki ona bayılıyorum. Birde son günlerde emerken yüzüme bakmaya ve incelemeye başladı. Buda çok hoşuma gidiyor. Onunla konuşunca da hafif gülümsemeler yapmaya başladı ki ilk başta tesadüf diyordum ama değil galiba çünkü bu çok sıklaştı. Hergün banyosunu yaptırıyoruz babasıyla. Ha bu arada biz yanımızda uzun süreli bir yardımcı istemedik. Hani genelde anneler filan gelir haftalarca kalır ya biz tercih etmedik böylesini. Çünkü en kısa zamanda bizbize kalıp adapte olmak istedik oğlumuza birde her kafadan bir ses çıkar ya hani, yaşamak istemedik bunu açıkçası. Hani birileri birşey der aslında sana terstir ama kırmamak için birşey diyemezsin yapmak zorunda kalırsın. İşte en hassas dönemlerimizde kendimizi bu olaylarla bunaltmayalım dedik. Çok şükür şimdi iyice alıştık birbirimize zaten. Hatta bebişimizi ilk biz yıkadık annesi ve babası olarak. Çok özeldi bence.
Bu arada sağolsunlar gelen giden de çok oluyor tebrik için. Hamiş arkadaşlara tavsiyem doğuma yakın derin dondurucuya börek tarzı ikramlıklar hazırlayıp koysunlar. Bana her iki annemde hazırladı sağolsun sarmaları börekleri. Misafir gelince çok pratik oluyor hemde insan ne ikram etsem diye düşünmüyor ve sadece pişirmesi kaldığı için, bu telaşlı ve 5 dakikaya bile muhtaç olunan günlerde hazırlamak zaman almıyor. Bu arada deliksiz uyuyabilmek ne kadar muhteşem birşeymiş onu anlamış oldum :) gerçekten akşam yatıp sabah kalkabileceğim günleri iple çekiyorum. Şu anda en iyi ihtimalle saat başı uyanıyoruz her gece. Birde oğluş beyin canı tekrar uyumak istemezse tam bir eziyete dönüşüyor. Bazen gece olmasını istemiyorum : ) Neyse o iyi olsunda ben katlanırım tüm zorluklara.
Şimdi uyandı benimki gitmem lazım:) kendinize iyi bakın.

19 Temmuz 2008

Büyük aşk...

Oğlum geldi. Hemde beklediğimiz tarihten 2 gün önce. Mümkün olduğunca ayrıntılı anlatmaya çalışacağım hazır oğlum uyuyorken. En azından bebek bekleyen arkadaşlar için belki bir faydası olur benim doğum tecrübem.
Doktorumuz ile 14 temmuz tarihi için anlaşmıştık. Nasıl olsa sezaryen yapacağım için bari planlı programlı olsun demiştik fakat 12 Temmuz günü ben gezip alışveriş yapıp eve geldiğimde anormal bir durum olduğunu farkettim. Hemen doktorumuzu aradım oda hemen hastaneye gel dedi. Hastaneye gittik apar topar nst cihazına bağlandım. 1 saat kadar cihazda kaldım birde dr muayene etti ve henüz birşey yok eve gidebilirsin 14 temmuz tarihinde görüşürüz dedi. Eve geldik herşey normal gidiyordu taki gece 2 civarında suyum gelene kadar. Birde sancılar başladı. Tekrar doktorumuzu aradık acilen hastaneye gitmemi doğum ekibini arayıp doğuma hazırlanacağını söyledi.
Biz yine acilen hastaneye gittik. Tekrar nst cihazına bağlandım. Uzun bir süre sancılar takip edildi. Bu arada doğum odası ve ekip hazırlandı. Ve gece 5:45 de doğuma alındım. Aslında sancılar başladığı için normal doğum yapabilirdim ama sancılara dayanamadım. Saat 6:11 de oğlum sezaryen ile dünyaya geldi. Ben daha önceden epidural anesteziye karar vermiştim zaten. Ve şükürler olsun hiç pişman olmadım. Doğum çok iyi geçti. Ekip çok uzmandı ve sohbet ederek doğum yaptım resmen. Epidüral tercih etmemin sebebi o anı yaşamak ve oğlumu ilk benim görmek istememdi. Oğlumu hemen yanıma getirdiler ve birbirimizi öpüp koklamamızı sağladılar gerçekten çok güzel ve özel anlardı.
Bu arada bebek bekleyen arkadaşlara belki fikir verir diye anlatmak istiyorum. Ben doğumu acı.badem hastanesinde yaptım. Gerçekten çok memnun kaldım. Hizmet ve ilgi çok iyiydi. Ben daha önce doğum yapan arkadaşlarımın tecrübelerine dayanarak yanımda bir sürü eşya götürmüştüm. Fakat kendim için götürdüğüm çamaşır ve pijamalar haricinde hiçbirşeye ihtiyaç kalmadı. Mesela oğlum için 2 takım hastane çıkışı, 1 paket bez, kendim için gerekli olabilecek başka bir sürü malzeme götürdüm ama herşeyi hastane karşıladı.
Sonra evimize geldik. İlk günlerimiz biraz zor geçti. Biz ona o bize alışana kadar bocaladık hepimiz. Ama Allahıma şükürler olsun oğlum 1 haftalık oldu ve yavaş yavaş düzene giriyor herşey.
Şu anda inanılmaz bir sevgi ve aşk yaşıyoruz onunla. Biz resmen aşık olduk oğlumuza. İnşallah bebek bekleyen herkes hayırlısıyla sorunsuz ve sağlıklı bir şekilde yavrusunu kucağına alır.

08 Temmuz 2008

Heyecanlı bekleyiş, son günler...

Arkadaşlar kısmetse 14 temmuzda doğuma gidiyorum.
Bu arada evde bol bol dinlendim, hazırlıklarımı tamamladım, bebişimin eşyalarıyla ve evle oyalandım. Evde olmak hem bana hemde oğluma çok iyi geldi. İş stresi, yol yorgunluğu olmadan mutlu mesut tamamladık günlerimizi çok şükür.
Bu arada sezaryen doğuma karar verdim. Zaten eğer normal doğumu beklersem belki de olamayacağını çünkü maşallah bebeğimin gelişimi biraz önden gittiği için kilolu bir bebek olabileceği, bu durumda da normal doğumun yapılmadığını söyledi doktorum. Tabi bunların hepsi ihtimal ama zaten bana da sezaryen biraz daha ağır basıyordu. Birçok arkadaşımla bu konu hakkında konuştum ve çok araştırdım çoğunluk sezaryeni tavsiye etti. Bunun dışında normal doğumda olabilecek aksiliklerde cabası. Bilmiyorum bir karar verdik Allah pişman etmesin inşalah. Anestesi olarakta epidural tercih ettim. Daha doğrusu doktorum çok tavsiye etti. Aslında bende bebeğimi ilk gören kişi olmak istedim açıkçası.
İnşallah en kısa zamanda bebeğim ve benim iyi haberlerimizle dönerim. Ne olur bizim için dua edin.

28 Mayıs 2008

33. Hafta ve biz :)

Biliyorum çok oldu yazmayalı ama işlerimi yoluna koyana kadar bloğumla hiç ilgilenemedim. Artık evdeyim. İnşallah bundan sonra daha çok güncelleyebilirim. Bu arada birde grip atlattım. Koca kış o kadar korudum kendimi hasta olmadım tam sıcaklar bastırdı ben yatak döşek yattım. Neyseki çok şükür iyiyiz şimdi oğlumla.
Rutin kontroller sıklaştı. Artık 10 günde bir gidiyoruz doktora. Geçenlerde ilk kez nst ye bağlandım. Günler geçtikçe doğum heyecanı basmaya başladı sanki. Birde etraftan normalmi düşünüyorsun sezaryenmi diye sorular sıkça sorulmaya başladıkça ben strese giriyorum. Herkes ne kadar meraklı. Sanki doğuma ben karar verebilecekmişim gibi bana soruyorlar oysaki o zamana ne olacağı bellimi. Son anda dr neye karar verirse o olacak. Benim birçok arkadaşım son ana kadar normal doğum istiyorum diye ısrar etti ama son anda sezaryen oldu hepsi. Sanırım doktorlar normal doğum gibi bir riske girmek istemiyor yada sezaryenin günü belli saati belli oluşu işlerine geliyor bilemiyorum. Neyse yani sonuçta şu anda doğumun nasıl olacağı konusunda düşünmüyorum ve düşünmek istemiyorum ama herkes ısrarla hatırlatmaya çalışıyor :)

Bu arada oğlumun odasıda geldi. Yavaş yavaş yerleştiriyorum. Resimde görüldüğü gibi dayanamadım uyku setini serdim hemen:) Aslında daha erken ama olsun aşkımla odasına girip girip seviyoruz yatağını :).


Kuğuucuğuma söz vermiştim göbiş resimlerimi yayınlayacağım diye. İşte oğlum ve ben :) ama kusura bakmayın yüzümü sansürlemek durumunda kaldım :)
Yaptığım hareket zafer işareti değil efenim :) hamileliğimin 2. ayında olduğumun işaretidir :)







Yukarıdaki 1,5 ay önceki halim. Bakmayın tombul çıktığıma hava soğuktu ve kalın giyinmiştim :)









Bu iki resimde bir hafta önce çekildi.


15 Nisan 2008

27. Hafta

Günler geçiyor. Bazen çok yavaş, bazen çok hızlı. Allah kısmet ederse bebişime kavuşmama 3 ay kaldı. Tabi zamanında gelirse inşallah. 3 ay çok uzun geliyor şu anda bana. Onu görebilmek için çok sabırsızlanıyorum ve çok özlüyorum. İnşallah sağlıklı bir şekilde olur her şey ve yolunda gider. Oğlumla birlikte bende büyüyorum demiştim ya, karnım büyüdükçe günlük aktiviteler zorlaşmaya başlıyor. Çabuk yorulmaya başladım mesela. Gece uykuları artık eskisi gibi deliksiz değil ve yüz üstü yatmayı çok özledim. Farkında olmadan yüzüstü veya sırtüstü yatarım diye tedirgin olup kafama takıyorum ve bazen sırf bu yüzden bile ani uyanmalarla uykum bölünebiliyor. Reflü canıma okumaya başladı, nefes daralmaları da cabası.
Ama tüm bu sıkıntılara rağmen hamilelik muhteşem bir şey. Gerçekten büyülü bir dünya. Onun hareketlerini hissetmek her şeye bedel. Şu anda bizim için ondan önemlisi yok. Allahıma her zaman şükrediyorum onu bize gönderdiği için ve dua ediyorum tüm isteyenlere nasip etsin diye. Ayrıca sağlıklı olsun diye de durmadan dua ediyorum. Bazen çok endişeleniyorum iyimi acaba diye. Karmakarışık duygular işte.
Neyse gelelim evle ilgili konulara. Banyo tadilatı bitti fakat henüz tamamlanmayan bazı kısımlar var. Sanırım genellikle bu mevsim boya badana ve tadilat zamanı olduğu için bu konuda çalışan kişi ve kurumlar oldukça yoğun. Hafta sonu bebişimin odasının siparişini verdik. Düşündüğümüz mobilyaların dışına çıktık tamamen ama güzel oldu sanki. Tabi mobilyalar gelip yerine yerleşmeden bilemiyor insan. Ben daha sade daha gösterişsiz bir şeyler düşünüyordum ama bebek odası için öyle bir model bulmak neredeyse imkansız. O yüzden nasıl olsa büyüyünce sade modelleri tercih ederiz diyerek tam bir bebiş odası aldık. Hani şöyle süslü, canlı renkli, sevimli, incikli cincikli modellerden işte. Benim sadelik hassasiyetimden dolayı evin her yeri renksiz olacak nerdeyse. O yüzden bebeğimin hayatımıza renk katacağı gibi odası da öyle renkli olsun bari dedim :) Bu arada hani bebek büyüyünce yandaki komidinleri çıkartılıp büyütülen karyolalar var ya onlardan aldık. Kullanışlı olur mu acaba? Bilen kullanan varsa söylesin lütfen.
Hamileliğin şu anına kadar çalışmanın bir çok avantajını yaşadım. Daha enerjik hissettim zira evde çok miskin olup sürekli yatıyorum. Evdekinden daha fazla hareket ettim, daha düzenli ve sağlıklı beslendim, daha sosyal oldum. Fakat bundan sonra ne olur bilemiyorum. Bir çok kişi son 2 haftaya kadar çalışıyor ama benim pek gözüm yemiyor açıkçası. Bir ay sonra yasal olarak doğum iznine çıkma hakkını kazanıyorum. Ne zaman çıkacağıma dair şu anda kararsızım. Zaman gösterecek tabi. İnşallah sağlığım sonuna kadar iyi olur ve sıkıntısız tamamlarım bu süreyi.
Bu arada son zamanlarda babam çok sık aklıma geliyor. Bazen içten içe ağlıyorum, bazense bebeğim üzüntümü hissetmesin diye hemen aklımı dağıtmaya, başka şeyler düşünmeye çalışıyorum. Sanırım doğum yaklaştıkça daha çok üzüleceğim. Çünkü babamın bebeğimi görebilmesini, bir kez bile olsa kucağına alabilmesini çok isterdim. Off yine kötü oldum. Kendinize iyi bakın.
Free Counters
--------------------------------------------------------------------------------
eXTReMe Tracker
-------------------------------------------------------------------------------